MAKALE

GEŞTALT YAKLAŞIMINA GÖRE SAĞLIK VE SAĞLIKSIZLIK

Uzm. Psk. Canan Aktaş

Geştalt yaklaşımı insanın çevre içinde var olan bir organizma olduğunu, tüm organizmalar gibi varlığını sürdürme büyüme ve gelişme ihtiyacı olduğunu kabul eder. Geştalt yaklaşımına göre yaşamın temeli ihtiyaçlar ve amacı da ihtiyaçları karşılamaktır. Bu yaklaşımda çevre ile organizma sürekli etkileşim içindedir. Hiçbir organizma kendi başına yeterli olmadığı için insan da ihtiyaçlarını karşılamak için çevreye yönelir. Geştalt yaklaşımına göre İnsanlar ihtiyaçlarını fark etme ve bu ihtiyaçlarını karşılama yönünde çevreyi ayarlayabilme gücü ile doğarlar. İnsanın ihtiyaçlarını tatmin etmesi çevre ile ilişkiye girmesi yolu ile gerçekleşir. Geştalt terapisinde çevreyle kurulan bu ilişkiye “temas” adı verilmektedir. Ancak temas yolu ile insan varlığını devam ettirebilir, büyüyebilir ve gelişebilir. Temas başarılı bir şekilde gerçekleşir ise değişim büyüme olgunlaşma yaşanır. Bir ihtiyaç karşılandığında organizma yeni bir ihtiyacın farkına varır ve temas süreci yeniden başlar. Bu durum aynı kişinin insanın nefes alması ve sonra vermesi gibi bir devinim içinde düzenli biçimde devam eder.

Örneğin boğazımızda bir kuruluk hissetmek bir beden duyumunun ortaya çıkmasına neden olur. Bu kuruluk hissi bir süre sonra çevredeki her şeyden daha baskın hale gelir. Kuruluğun oluşturduğu his, susuzluğun algılanmasına ve giderilmesine yönelik davranışa yönelmemize yol açar. Sonunda bulunduğumuz yerden kalkıp bir bardak su almak için mutfağa doğru yöneliriz. Suyu içtiğimizde daha önce çevrenin bir parçası olan su, bizim bir parçamız olmuştur. Sonuç olarak insan kendi içinden gelen bir ihtiyacını çevre ile temas kurarak, çevresel kaynakları kullanarak tamamlamış olur. Bir başka ihtiyaç belirgin hale gelene değin kişi dengede kalır. Fiziksel bir ihtiyaç ile örneklendirilen ve ihtiyaçları karşılanma sürecini anlatan ihtiyaç döngüsün işleyişi, sevgi, heyecan, beğenilmek gibi psikolojik ihtiyaçların giderilmesinde de aynı biçimde işlemektedir. Bu ihtiyaçların giderilmesi de fiziksel ihtiyaçların giderilmesinde olduğu gibi bireyin büyümesine gelişmesine ve olgunlaşmasına hizmet eder. İnsanın ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ihtiyaçlarının farkına varması, bu ihtiyaçlarını giderecek çevresel kaynakların neler olabileceğini belirlemesi ve ihtiyaçlarıyla çevresel koşulları bir araya getirmesi gerekmektedir. Geştalt yaklaşımında insanın ihtiyaçlarını karşılaması sağlıklı bir süreç olarak nitelendirilirken, çevre ile ilişkisinin bozulması nedeni ile ihtiyaçlarının karşılanmaması sağlıksız bir örüntü olarak nitelenmektedir. Bu kapsamda geştalt yaklaşımı “hastalık” sözcüğü yerine “uyumsuzluk” kavramını kullanmaktadır. “Hastalık” kavramı problemin yalnızca bunu yaşayan insanda olduğu izlenimini vermektedir. Buna karşın psikolojik sağlığın bozulmasının asıl sebebi kişi ile çevre arasındaki uyumsuzluktur.

Geştalt yaklaşımında psikolojik açıdan sağlıklı kişi, ihtiyaçlarını karşılamak üzere kendini ayarlayabilen, büyüme ve gelişme potansiyelini kullanabilen, çevresi ile uyum içinde olan, kendi sorumluluğunu üstlenebilen, kendini gerçekleştirebilen otantik ve olgun kişilerdir.

Geştalt yaklaşımına göre sağlıklı bireyler kendileri hakkında pek çok zaman olumlu biçimde düşünmekte ve hissetmektedirler. İlişkilerinden memnundurlar ve bu memnuniyeti sağlamak ve devam ettirmek için yaratıcı yolları kullanırlar. Sağlıklı kişiler çevrelerine tepki vermek reaksiyon göstermek yerine çevreyi ve ilişkide bulundukları kişileri seçen insanlardır. İhtiyaçlarının farkındadırlar. İçinde bulundukları çevrenin davranışlarının sorumluluğunu alırlar ve bunların farkındadırlar.

Sağlıklı bireyler kendini çevresel koşullara göre ayarlama becerisine ve kendilerini destekleme becerisine sahip olukları gibi başkalarının desteğine ihtiyaçları olduğunda da bunu kabul edebilen insanlardır. Sağlıklı bireyler yaşamlarında yaptıkları seçimlerin ve oluşturdukları anlamların sorumluluğunu alabilirler. Sağlıklı bireyler farkındalık yolu ile sağladıkları bilgi sayesinde kendilerini ve dünyayı deneyimleyebilirler ve dengeye ulaşmak için uygun ve yaratıcı yollar bulabilirler.

Sağlıklı insan çevresinin ve kendisinin farkındalığına sahiptir. Burada sözü edilen farkındalık obsesif biçimde her şeyi aklında tutma anlamında olan bir şey değildir. Farkındalık, kişinin geçmiş ya da geleceğin gölgesi olmaksızın o anda çevresi ve kendisi ile temasa geçebilmesidir. Sağlıklı kişi bütün canlılığı heyecanı ve enerjisi ile şimdi ve burada yaşamaktadır. Bu tanımlama kişinin her zaman mutlu olması anlamına gelmemektedir. Sağlıklı kişi çevresi ile ve diğerleri ile olan temasında üzüntü, öfke korku gibi bütün duyguları hissedebilen ve bu duyguları uygun biçimde ifade edebilen kişidir. Bütün bu açıklamalardan yola çıkarak sağlıklı kişinin özellikleri aşağıdaki biçimde sıralanabilir.

o Kendi ihtiyaçlarının farkındadır ve bunları karşılamaya isteklidir.
o Kendini olumlu ve olumsuz bütün yönleri ile kabul eder. Sağlıklı kişi edimlerde, bedeninin, duygularının ve çevresinin fakındadır.
o Yaşantılarının sorumluluğunu alır, yaşadıklarını başkalarının suçu imiş gibi göstermez.
o İhtiyaçlarının farkında olmayı ve onları diğer insanları incitmeden doyuma ulaştırmayı öğrenmiştir.
o Duyumları ile güçlü bir temas içindedir. Yaşantıları sırasında tüm duyumlarını kullanarak yaşamdan keyif almayı bilir.
o Sağlıklı kişi yaptığı davranışlarda kendini destekler, kendi gücü ile hareket eder, çevreden destek almak için diğerlerini suçlama ya da suçluluk oluşturma gibi dolaylı yolları tercih etmez. Doğrudan desteği talep edebilir.
o Sağlıklı kişi içinde yaşadığı çevreye ve diğer insanlara duyarlıdır. Bununla birlikte çevre kendisi için bir tehdit oluşturuyor ise kendini koruyacak yollar bulabilir.
o Sağlıklı kişi kendi davranışları ve bu davranışlarının sonuçları ile ilgili sorumluluğu almayı öğrenmiştir.
o Hayal gücünün farkında olmaktan ve onu ifade etmekten dolayı rahatsızlık duymaz.
o Sağlıklı kişi yeni, durumları keşfetmeye gönüllüdür. Değişime ve gelişmeye açıktır.